Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AŞK'A DÂİR

  Aşk.. Kendi üç harf, manası derin olan kelime. Tek hece.. Kimileri için bedensel arzulayış, kimilerine göre kalbi istemek sadece. Gerçekten nedir Aşk? Züleyha'nın Yusuf'a duyduğu mu? Yoksa Mecnun'un Leyla'da aradığı mı? Aşk.. bu zamanda yanlış anlatılan, yanlış yaşanan bir duygu aslında.. Yanlızca tensel arzuların, hevânın peşine takılmış aşk. Oysa öyle mi? Önce kalp sevilmeli değil midir? Tabi sevecek kalp varsa.. O da yitik birçok insanda.. Hayâ gibi, edêp gibi mesela.. Önce kalpte başlamalı herşey kalben hissetmeli insan, sonra anlamalı sevdiğini bazen susuşundan, kimi vakit gözlerinden.. Sadakât ile bütünleşmeli ardından sabretmeli.. Ve elbette şükür.. İllâ sevdiğini söylemesini beklememeli insan. Sevdiğini hissettirsin mesela.. "Seni seviyorum" cümlesi içi bomboş, manadan yoksun bir duygu cümlesi olmasın. Bazen gözünün içine bakerken, bazen "dikkatli ol " derken "seni seviyorum" der insan aslında. Ama biz hep fazlasını ...

BİR ŞİİR MOLASI

 Hazanını bekliyor ömrüm. Niyeti yok bahar görmeye Açmayan çiçeklere matem Yas, gece gibi üstümü örterken, Kaçmak hastalıklı bir düş... Sallanıyor gönül tahtımda duygular. Yeni bir yeisin istilasına mağlup. Aslında az biraz mâriz ve çokça mağdur. Korkan bir çocuğun gölgesi kadar titrek Bir delinin aklı gibi nâkıs.. Ömrüm geçmişin izinde silik Geleceğinden kaçkın biçare..

VAKİT GÜZ

 Gönlüme hüzün düşer. Vakit güz mevsim hazan.. Yapraklar dökülüyor sararıp. Teker teker gözyaşı misali. En kuytu duygularıma perde, sanki yırtılacak gibi.. Tükettim elimde olanı biteni. Yağmur yıkıyor kırılan hayallerimi Yıka yağmur! Kalmasın ruhumda hiçbir acının izi. Yıka ki ardından gülümsesin rengarenk hülyalarım. Belki çiçek açar umutlarım. Belki...kim bilir olabildiğince derin, gökyüzü gibi.. Söylesene kaç bahar eskitti duygularım? Kaç kalem kırdı umutlarım? Umutlarım.. Ve Dualarım.. En büyük yoldaşım.. Düştüğüm anda kaldırıyor beni. Vakit güz, mevsim hazan olsa da. Dualar en büyük yardımcım..

KİTAP ÖNERİSİ

Resim
 Merhaba sevgili okuyucular! Bugün için beni çok derinden etkileyen bir kitap ile karşınızdayım Fatih Duman yazarından ENE " ENE" arapçada "ben" demek.. Ben, yani konuşan nefis, zaten kitap onun dilinden anlatılıyor. Okuyana kâri diye hitap ediyor. Bilin bakalım kimden bahsediyor; Hadi bir ipucu boğazın dört manevi bekçisinden biri. Evet Aziz Mahmud Hüdayii Hazretleri.. Üsküdar'ın nadide manevi koruyucusu. Kitap zamanında kadı olan ve bir dava sonucu, manevi yolculuğa çıkan kadı Mahmud'un Üftade hazretleriyle olan nefis terbiyesini anlatıyor. Nefis nasıl terbiye edilir, neyle dizginlenir bunları okuyoruz. Kitapta kadı Mahmud samur kürküyle  ciğer satıyor, nefsini ezmek için sakallarıyla tuvalet dahi  temizliyor. Bizler kadı Mahmud'un nasıl Aziz Mahmud Hüdayii hazretlerine dönüştüğünü görüyoruz. İstanbul’da yaşayıp Üsküdar'dan yolu geçenlerin bizatihi ziyaret etmesi gereken bir zat kendisi. Ama önce kitabı edinin ve okuy...

YOĞUN BAKIM ANILARI

 Saydam bir yanlızlık.. Öznesi ben,yüklemi ben.. Kimsesizlik hissi. Bocalamak,çırpınmak.. Yabancılar yakınım,sevdiklerim yabancı.. Tutunduğum tek şey şefkat o da varsa eğer.. Zaman olabildiğince ağır,akrep yelkovana küsmüş sanki, dakikalar sağır. Saat hiç geçmiyor.. Tek kişilik bir dram sahnesi, devleşiyorum. Tam bitti derken dualar tutuyor ellerimden. O beton duvarlardan o kapalı kapılardan geçemeyen sevdiklerim, dualarıyla sarıyor sarmalıyor beni.. İnsanı yanlız bedenden varid sananların yanıldığını anlıyorum.. Anlıyorum çünkü, hissediyorum ruhumda ki o gücü. Her duanın bana nefes olduğunu.. O maneviyat destek oluyor omuzlarımdan. Aklımda şairin meşhur satırları "Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!" Madem ki iman ettik, menzilimiz cennet. O halde dosta küsmek olur mu? Madem ki yol uzun sebat etmek, sabrı kendimize yoldaş etmemiz gerek...

KİTAP ÖNERİSİ

Resim
 Merhaba sevgili okuyucular! Bugün sizler için bir kitap önerisiyle geldim. . Her ne kadar az okuyan bir ülke olsakta, bu sayfaya gelip de bu yazıya denk geldiyseniz, biraz yazalım biraz okuyalım demişsinizdir:) Bu güzel Sonbahar günlerinde hazır havalar soğuyorken, hikayesiyle içinizi ısıtacak bir roman önerisiyle karşınızdayım.. Kitabımız: GURUR VE ÖNYARGI Yazar : JANE AUSTEN Tür: KLASİK/ROMANTİK Benim gibi sizde cıvık cıvık aşk kitaplarından fersah fersah kaçıyor, romantizm mi? Aman Allah! diyorsanız önce bir dakika bu kitap korktuğunuz gibi değil 😄 Çünkü öyle tatlı öyle akılcı bir karakter var ki karşınızda sadece hayran oluyorsunuz. Yani en azından benim için öyle;) Gurur ve Önyargı; baş kahramanlarımızın birer özelliği. Miss Elizabeth Benet önyargıyı, Mr. Darcy ise gururu temsil ediyor ve her ikisi de bu özellİkleri dolayısıyla acı çekerek tecrübe kazanıyor. 19.yy İngiltere'sinde ilişkiler seviyeli ve tabaka farkları tabu olmuş durumda. Mr Darcy soylu b...

ÖMÜR DENEN ŞEY

 Yine aldım kalemi elime, sayfalar önümde yaprak yaprak.. Ömür misali eskitmek için karalıyorum.. Ömür misali... Nedir,nece kelimedir şu ömür denen şey? Kimine asırlık bahşedilmiş, kimi doğmadan nefesi kesilmiş.. Ömür yatana da koşana da bir nefes kadar kısa.. Ömür, ölüm denen illete mariz. Ne yapsa bir yanı eksik ve âlil.. Ömür ah bu ömür insana verilmiş en güzel sermaye.. Yatırımını Ahirete yapanların kazandığı, zenginliği öteye bırakanların pişman olmadığı bir basamak.. Ömür, ötelere göre şekillendiğinde bir anlam kazanır. Yoksa sadece "yaşamak" ömür eskitmektir... Bu yazı, benim yoğun bakıma girmeden 1 hafta önce sağ elimi kullanarak yazdığım son yazı.. Okuyanlardan benim şifam için dua etmelerini talep ediyorum.. Sevgiyle ve sağlıkla kalın🌸

AKIL DOĞRUYA AŞIKTIR

 İnsan doğunca gurbete adım atar.. Ruh ayrılmıştır makamından, beden maddedir; burası da cisimler alemi. Ruh ise bambaşka diyarın sakini... Yemekle içmekle parayla doymaz ruh, o soyut lezzetlerin aşığıdır, maddeden uzak.. Bu yüzdendir toplumların firâkı ve bunalımları. Materyalist zihinlerin istilasındadır masum beyinler. Ne olduğunun farkında olmayan, ne olacağını bilmeyen bireylerin sömürülüşüdür.. Maddenin zirveleştiği çağlarda maneviyat fakiri olur insanlar. Hergün paraya kul olmakla,ruhu zindanlarda köle etmektir... İnsan inanmaya muhtaçtır! Doğru kaynağı bulmakla ebedi kurtuluşa erer,saadet yurduna çevirir dünyasını. Çünkü akıl doğruya aşıktır! Doğruluk ise esenlik ve barış dini olan İslam'dadır. Hiç sanatçı eserini tanımaz mı? Bilmez mi yarattığı insanın ihtiyacını... Tüm ihtiyaçları karşılayan,toplumsal düzeni sağlayan,ruhu vatanına götüren yegane rehber İslam'dır.

EN KARAMSAR ANINDA GECEYİ HATIRLA

 Gemileri yürüten güç kaptanın limana varma tutkusudur.. Menzili hedef alan gemiyi hırçın dalgalar durduramaz. Fırtına çıksa da, yağmurlar güverteyi doldursa da o rotadan şaşmaz. Belki zordur kolay olmamıştır, ama kararlılık sağlam olmaktır. Eylemsiz kalmaktansa ufak da olsa bir hareket şarttır. En karamsar anında geceyi hatırla! Kopkoyu sessizlikle örttüğü günü, bir yıldız aydınlatır. GECENİN KARANLIĞI GÜNEŞ DOĞANA KADARDIR!.. Peki insanın karanlığı? Ziyasını bularak ziyan olmamaktır. Işık olmaktır, aydınlatmaktır cehaleti. Tek karanlığı gölgesi olmalıdır insanın...
Resim
Merhabalar sevgili okuyucular! Bugün sizlere bir kitap önerisiyle geldim. Ben okudum ve beğendim ilgilenenlerin okumasını tavsiye ederim.. JOHN STEİNBECK/ FARELER VE İNSANLAR   Kitap birbirinden tamamıyla zıt iki karekter olan George Milton ve Lennie Small'un hikayesini anlatıyor. Hikaye diyorum ama oldukça kısa fakat etkileyici bir roman. İki karekterimiz çiftlik işçisi olarak çalışmakta ve hayelleri olan hayatı kazanmak için para biriktirmek istemektedir. Karekterler birbirinden zıt demiştik George Milton, hem yapı olarak oldukça zayıf ve çevik, hem de mizaç olarak zeki ve kurnaz iken, Lennie Small yapı olarak iri ve güçlü, mizaç olarak ise oldukça saf ve çocuk akıllıdır.. Karekterlerimiz bir çiftlikte iş bulur ve çalışmaya başlarlar. Fakat Lenie'nin bir zaafı vardır; yumuşak olan herşeye dokunmak. Bu zaaf Lenie'nin başına neler açacaktır? Kitabın sonunu okumayanlar için daha yazmıyorum. Ama oldukça etkileyici bir son ve nüans var. Okumayanların okuması...

BİR ŞİİR MOLASI

  Yağmur damlasında tutar sırları. Karanlık ışığını kendine saklar. Kanatlarına küsen kuşlar uçmayı unutur "Yokluk" varlık gelince suçsuzdur.. Kaçar vicdan suçlunun sinesinden. Ceza zayıfın sırtına vurulur Susarsa hakikat, gerçeğin peşinden İtibarı yüceltilmiş para konuşur.. Dürüstlük saklanır kendi içine Eğri gelirse meydan içine Yalan dil olmuşsa eğer nâmerte Doğru söyleyen köyden kovulur...

SEN SAY Kİ

 Yas tutar mı kara toprak bağrında bunca renk can bulurken? Güz gelince üşür mü ağaçlar yaprakları teker teker dökülürken? Gece, korkar mı yanlıztan kentin gürültüsü ninni olurken? Sen say ki;  Ben hiç karalar bağlamadım. Her renkten elbise yaptım kendime hayatı.. Sen say ki; Hayallerim beni bıraktığında hiç üşümedim. Dualarımla sardım düşlerimi, yok saydım titreyişlerimi buz tutarken.. Sen say ki;  Hiç korkmadım yanlızlık illetinden. Kabuslarım tutarken geceyi sessiz bir ninni tutturdum gözyaşlarımla.. Sen say ki; Ben hiç acı çekmedim bu hayatta,yüreğim kan ağlarken..

EMANET

 Kalbim sana emanet Allah'ım.. İçindekileri de, yöneldiklerini de sen seç. Sevdiklerini sevdir, sevenlerine sevdir. Yüreğimiz yorgun kırık cümlelerden, kıran sözlerden. Yetim kalan umutlarımıza sen sahip çık. Tut elinden hayallerimizin. Tut ki, karanlık kalan dünyamız aydınlansın az da olsa.. Ve avuçlarımız... Dirilişimiz için bir çerağ olsun.. Taze bir solukla ulaşsın katına.. Hayallerimizle aranda bir "âmin" sesi kalsın .  Âmin..

ÖRTÜ..

 Örtü evlerin penceresinde ki perde mi? Gündüzü gizleyen gece mi sadece?İnsanı yorgan gibi saran uyku mu?Örtü kadın için nedir? -Kölelik mi -zorunluluk mu....? Örtü;yani tesettür kadını kabih ve kerih bakışlardan koruyan kale.. Çirkin nazarların şer oklarından sakındıran muhafız. Aklını şehvetine satanların perişan tahayyüllerinden beri tutan sır. Cinsiyetini kenara koyup şahsiyetiyle hayatta yer aldıran ayet... Bu kavramlar kalıp gibi kelimelerin içine hapsolmuşsa,o vakit örtü amacının dışına çıkartılır. Önce gönlünü örtmeli insan kadın yahut erkek... Sonra ayet insanın üzerinde can bulur yaşar zaten....

ZAMAN

 Zamanı kalmadı ömrünün.. Belki bir ikindilik vaktin var, belki bir selamlık hatrın.. Doğdupun hergün doyman gerekirken dünyaya,tok kaldın ukbaya.. Gözlerini açtığın an,kapatmakla birdi. İnsan bir kapıdan girip, ötekinden çıkandı mesela.. Yolcuydu;vuslatı hiç görülmeyeneydi.lezzetlerin hiç bitmediği,cefanın unutulduğu sefa diyarınaydı yolculuğu. Deryalar,ummanlar vaat edilmişken bize damlayla yetindik.Bir zerre suya kandık.Dünya oyuncaktı ve biz oyunlara daldık. Kapattık kalbimizin kapılarını,anahtarı elimizdeydi.Döndük sırtımızı doğruya yalanlara kaçtık koşar adım... İsyanlar sırtımızda kambur, günahlar sevaplarımıza memur... Kalmadı vakti ömrünün belki bir ikindilik zamanın belki bir selamlık hatrın...

BESMELE TUTTU KALEMİM

 Besmele tuttu kalemim, sevdaya düştüğünden beri.. Çok dediğimde anlamadım,  ne vakit hiç dedim işte o zaman anladım benliğimi. Bildim kendimi, kendimden içeri.. Sûrete asıla asıla sîreti küstürmüşüm, sırt dönmüşüm doğruya yanlışı yâr bileli.  Gocundurdum gönlümü ruh mektebinden ayırıp, elif metrek bilmeden alim ettim kalbimi... Karanlğa uyandım, mumları söndürürken, aydınlık bâki imiş çerağımı bilmedim..  Gömüldüm boşluklara cismimi unutarak, âlem bende can imiş ben kendimi bilmedim..

VAKİT SABAH

 Gökyüzü senin görebildiğin kadar mı? Nihayeti olan gözlerin sonsuzluğu bilir mi? Ufka takılmış aklım.. Kaçıyorum dünyadan, nereye sığınsam?! Bir ezan sesi tutuyor kalbimden. Maddelere bulanmış insanlarla arama perde.. Fersah fersah uzaklaşıyorum. Beni sarmalayacak huzurun muhtacıyım. Vakit; sabaha bir dem.. Alacakaranlıktan sıyrılıyor gönlüm... Saydam bir aydınlığın habercisi, ılık bir esinti yüzüme dokunuyor. . Kelebeklerde uyanır mı bu vakitte? Bir kuş sesi muhabbete başlıyor. Güller, hicapla serilmiş yeryüzüne, bağrında saklı kalmış bülbülün gözyaşları..

EY GİZ

 Ey giz, ey varlığımın sırrı merhaba! Merhaba benden evvel arzı toprak merhaba! Merhaba varlığının sahibini tanıyan cümle mahluk.. Merhaba "ben"den geçen cümle eşraf merhaba!! Dün bitti, bugün yaşanmakla eskiyor, yarın; belki gelmeyecek bir zaman.. Sonsuz bir iklimin haberi geldi mi sana? Huzur diyarının manzaraları resmedildi mi hiç? Yoksa sende hakikisi yerine sahteyi mi tercih ediyorsun? ÖLÜM sana da bir son olarak ezberletildiyse zarardasın. Ölmekle ölünmez.. Ama ölmekle görülür bir çok şey bunu Unutma.!!