Kayıtlar

KALBİMDEN

  "Mücadele hiç bitmeyecek mi? __Hiç! Ölene kadar sürecek mi yani? __Ölene kadar." Gözlerimi kapattığımda ulaşmak istediğim her şey elimin altında. Ama uyandığımda gerçeklerle yüzleşmek buruk bir tat veriyor. Ne yapalım burda yaşamanın çetrefilli olacağını biliyordum buna iman ettim neticede. Olsun varsın hayallerim de, yaşamak istediklerimde öteye kalsın. Varsın ben yorulmak istedikçe bedenim dinlensin. Düşünceler zihnimin duvarlarına çarpsın durmadan. Zorlasınlar fikrimi. Ben eli kolu bağlı oturayım. Ne olmuş yani her şey bitmeyecek mi, her şey en güzeliyle beni sarmayacak mı? Sabır azığım olduktan sonra yol beni niye korkutsun!!

RÜZGAR

  Bir rüzgar olsam.. Tek başına ve özgür! Doğan güneşi ilk ben selamlasam.  Ardından al düşmüş kirazları, boş salıncakları ve umutla uçurulan uçurtmaları sallasam. Uğuldayarak çıksam tepelere. Durmadan masmavi göklere. Hiç yorulmadan, hafif ve özgür. Soluk almadan varsam en zirveye. Sonra bıraksam kendimi, çıglık çığlağa insem yeryüzüne Ardından dolaşsam kırları Çiğdemleri, gelincikleri pıtrakları. Yel deseler adıma rüzgar deseler, sakındırsalar terli çocukları benden. Hiç fırtına olmadan kızmadan sakince essem. Adıma masallar şiirler yazılsa. İnsanlardan dinlesem hikayemi. Bir akşam üzeri Nefes almadan çıksam gökyüzüne.  Özgür. Güçlü. Bir başına, Hep sevdiğim şehri seyretsem...

OLGUN KİMSE

 Dünyaya geldiğimiz ve "ben müslümanım" bilincine vardığımız ân, her vakit hâtırımızda olmalıydı ölüm. Ne yazık ki çoğu kere unuttuk. Müslüman için hastalık kişiyi öldürmez, "NİTEKİM, ÖLDÜREN DE YAŞATAN DA O'dur!" Bizi yoktan var eden, öldükten sonra yeniden diriltecek olan ALLAH'dır. O halde hiçbir musibet, hastalık ve ızdırap müslümanı öldür(e)mez.  Kişiye hastalık isabet ettiğinde, yaşantısında menfi yâhut müspet anlamda bir değişiklik olmaz. Çünkü o, olgundur, her an kapısını çalacak olan ölümü beklemektedir. Kâmil mümin her haliyle aynıdır. Toplum içinde de, nefsi ile yalnız kaldığında da.  Misafirine hazırlık yapmayı seven bir millet olarak, yaşantımızla ölüme hep hazırlıklı olmak gerkir. Büyüklerin dediği gibi: "Misafir gelecek gibi evini, ölüm gelecek gibi kalbini temiz tut." Bu düstûr özbilincimizde kalsın hep.  Her dâim Tevekkül ve sabır yoldaşımız olsun..

ÖĞRETİLEN

Gürültüler içinde sessizlik yemini..  Kefâreti yok!  Ödemem gereken bir borç gibi. Bir adım atsam ardımdan çekiştiriyor. Dinlenemiyorum.  Aynı dili konuştuklarımla yabancı gibiyim. Dinlenmiyorum! Dilim var evet, fakat konuşmaktan âciz.  Susmayı iyi bilirim. Öğrendim. Karanlıktan korkmamayı, Oturup somurtmamayı, Felç inmiş insanların arasında canlı kalmayı, hareketli olmayı, durmadan koşmayı durunca yorulmayı. Öğrendim. Hepsini. Unutmadan ekleyeyim; unutmayı da öğrendim.

LEYLÂ!

Nerede bıraktım kendimi? Gülen gözleri mi, taşkın coşkumu, çocuksu düşleri mi? Ne vakit unuttum, ne vakit kapattım kalbi mi? Gecenin karanlığı üzerine çökmüş, leylim yâhut leylâ! Mecnun'u nâkıs bırakan senmişsin meğer leylâ! Bilenler der ki; Güzel değilmişsin, ama avaredir, sarhoştur görmez gözü senden başka! Ben nerdeyim, kimleyim kimim ben? Acıma şahittir gözyaşlarım. Onlar da yok halbuki şimdi. Ne kaldı bende kamburumdan başka. Sitem etmem hakkım yok bilirim, susar gönül, kanar yaram, dolaşır birbirine kelamlar bundan sonra! Tükettim işte, bitti! Nasıl getireyim az önceyi? Herşeyi sen yaptın leylim! Dur artık savurma, mahvetme ne olur, Bak kalmadı ardında bir sevenin, bir mecnunun LEYLÂ!

ASLINDA HERKES BİRAZ YALANCIDIR

  Sahiden radikal bir cümle doğru. Ama doğruluk payı da var, hergün söylediğimiz günlük hayattaki konuşmalarımızda çokça kullandığımız gibi. __"Nasılsın?" __"İyiyim." "İyiyim" sahiden öyle mi, gerçekten iyi misin? Basit bir yalan işte. İçinde biriktirdiklerin, kalp sancıların ve kırılmışlıkların ne olacak? Her duygu her insana açılmaz! Doğru fakat sen, seni kırmış olana da "iyiyim" diyorsun. En büyük haksızlık bu yaptığın. Hani diyor ya şair: "Oturuyorum öylece. İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok." Kalbinde bir dili var, söylediklerimizle nasıl da küstürüyoruz onu çoğu zaman. Bazen hiç anlamıyoruz bile yaptığımızı. Basit anlamda yalancıyız işte. Gün içinde kaç defa kötü olduğun halde İyiyim diyecek, Zoraki gülümseyecek, Mutsuzken mutlu edeceksin? Bu maskeleri bırak artık! Peki ya sen, bugün NASILSIN?

MÜCADELE

  "Son gayretiyle çabaladı,artık gücü tükenmişti. Fiziksel değişimini tamamlaması için bu son çaba şarttı. Uçsuz bucaksız ovalara, renk renk çiçeklere ulaşmanın tek yolu, bu kozadan sıyrılmaktı. Denedi. Ve kozadan başını çıkartmayı başardı; fakat dışarısı çok ama çok soğuktu, üstelik heryer yemyeşil olmalıyken, beyaz renge boyanmıştı. Şaşırdı, bocaladı henüz anlayamamıştı; Ne yazık ki kelebek kozasından, kış mevsiminde çıkmıştı!" Bu hikayede büyük çabalarla, uykusuzluklarla hedefi için çalışıp; zamanı gelmeden sonuca ulaşan bir kelebeğin hüznü var.. Günümüzde hepimizin başına en azından bir defa gelmiştir çabalarımızın sonuçsuz kalması, yahut hiç gerek kalmadığında gerçekleşmesi.. Üstelik hepimiz bir kelebek kadar zayıf yaratılmadık. Fakat azmimiz onunki kadar bile değil. Doğada herşey mücadele içindedir: Kuş iseniz uçmayı öğrenene kadar uçmaktan bihaber olursunuz. Vahşi kedilerin arasında bir ceylansanız, korkmadan bir yudum su içemez, hep tetikte olursunuz. Balık ol